Safra Kesesi Hastalıkları, (Safra Kesesi Taşı, Kolelitiasis)
Yaklaşık 10 cm. uzunlukta, 5 cm. genişlikte armut şeklinde bir organdır. Karaciğerde yapılan safranın depolanmasında ve gereğinde ince bağırsağa salınımında görevlidir.
Yaklaşık 10 cm. uzunlukta, 5 cm. genişlikte armut şeklinde bir organdır. Karaciğerde yapılan safranın depolanmasında ve gereğinde ince bağırsağa salınımında görevlidir.
Yaklaşık 10 cm. uzunlukta, 5 cm. genişlikte armut şeklinde bir organdır. Karaciğerde yapılan safranın depolanmasında ve gereğinde ince bağırsağa salınımında görevlidir. Safra gıdaların sindirilmesine yardımcı olur.
Safra tuzları, bilirübin, kolesterin gibi maddeler genellikle kese duvarından emilmezler. Bu nedenle kesedeki safranın koyuluğu artmaktadır. Yemek sırasında yağ, hidroklorik asit, peptonlar, yumurta sarısı gibi maddeler sebebiyle onikiparmak bağırsağı mukozasından kolesistokinin çıkarak kesenin kasılmasını sağlamaktadır. Kese kasıldıktan sonra safra kesesinde depolanmış safra bağırsağa boşalır. Böylece sindirim için lazım olan kafi miktarda safra bulunmuş olur.
Polipler genelde belirti vermeden gelişme gösterirler. Belirti verenler ise sıklıkla gıdalara tahammülsüzlük, hazımsızlık, karın şişkinliği, karın sağ üst bölümünde ağrı, kusma, bulantı, sarılık gibi semptomlar verirler.
Ameliyat sonrasında patolojik inceleme yapılan poliplerin % 1-20 oranında kanserleşme riski saptanmıştır. Kanser riski olan adenomların çağı 12 mm den daha fazladır. Poliplerin çapları büyüdükçe kanser riski artmaktadır. Bu yüzden polipler genellikle 6 ayda bir takip edilmeli, tedavileri ihmal edilmemelidir. Uygulanacak tedavi poliplerin çapı 8 mm üstüne çıktığında, veya çok ciddi sindirim problemi çeken dispeptik yakınması olan kişilerde, laparoskopik kolesistektomidir.
Safra kesesi taşları daha çok orta yaş ve üzerindeki kişilerde görülür. Kadınlarda, çok doğum yapmış kişilerde, sarışınlarda ve ailesinde taş olan kişilerde görülme sıklığı biraz daha artmıştır.
Yapılacak karın ultrasonografisi ile tanı rahatça konulur. Bilgisayarlı karın tomografisinde bu taşların görülme ihtimali zayıftır. Ana safra yoluna taş düşmüş ise hastaya MRCP yapılır veya ERCP ile hem tanı konur hem de kanaldaki taşların tedavisi yapılır.
Ameliyat yapılmazsa tekrarlayan safra kesesi iltihabi, tıkanmaya bağlı sarılık, akut pankreatit (pankreas iltihabı), safra kesesi kanserleri görülebilir.
Safra kesesi ameliyatları açık veya laparoskopik(kapalı) olabilir. İltihaplı dahi olsa öncelikle kapalı yapılmalıdır. Ancak iltihabi dönemde veya ameliyat esnasında gerektiğinde cerrah açığa dönebilir.
Safra kesesi ameliyatlarında dünyaca kabul edilen standart ameliyat şeklidir. Bu ameliyat genel anestezi altında yapılır. Hastanın karnında 0,5 cm-1 cm lik 3 veya 4 kesi yapılır. Karnı gaz ile şişirildikten sonra karna yerleştirilen trokar denilen borucuklar yardımıyla safra kesesi alınır. Tek delik ile de yapılabilen bu ameliyatta hastalar genelde ameliyatın ertesi günü taburcu dildir. Standart olarak karna dren konulması tercih edilmez.
En büyük avantajı ameliyat sonrası ağrının az olmasıdır. Ameliyat sonrası hasta daha erken ayağa kalkar, yemek yer, yürür ve taburcu olur. Ameliyat izi çok az kalır ve ameliyat yerinde ilerde fıtık pek gelişmez.
Tecrübeli ellerde pek dezavantajı yoktur. Ancak açık ameliyata göre damar ve safra yolu yaralanma ihtimali biraz daha fazladır.
Ameliyat sonrası ilk gün hastalara pansuman yapılır ve bir daha pansuman ihtiyacı yoktur. Ameliyatın 3. Günü duş alabilirler. İlk 1 ay yağlı-kızartma-yumurta gibi kolesterol-yağ içeriği fazla gıdaların sindirilmesi zor olabilir. O yüzden bu gıdaları almamsı uygun olur. 1 ay sona adapte olan vücut bu gıdaları daha iyi sindirecektir.
Dikişler 7-10 gün civarında alınabilir.
Hastalarda ameliyattan sonraki dönemlerde idrarda koyulaşma, sarılık görülebilir. Mutlaka bu durumda doktoruna danışmaları gerekir.